9 Temmuz 2012 Pazartesi

ÜVEY ANA (1971)

Yönetmen Ülkü Erakalının ikinci “Üvey Ana” çekimi. Senaryo: Bülent Oran, Foto Direktörü: Enver Burçkin, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Şarkılar: Sadri Alışık, Belkıs Özener, Reji Asistanı: Handan Adalı, Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Set Amiri: Kahraman Kongür, Yardımcıları: Ali Demiralp, Sabri Kara, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Montaj: Turgut İnangiray, Senkron: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuar Şefi: Metin Eren, Yardımcıları: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahaddin Kaya, Cihat Demir, Adil Yılmaz, Seslendiren: Yorgo İliadis, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuğ, Yapım: Kervan Film/Ümit Utku, (Saner Film stüdyosunda renklendirilmiş ve hazırlanmış, Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.) 

 Oyuncular: Zeynep Aksu (Lale), Fatma Karanfil (Gül), Sadri Alışık (Emin), Fikret Hakan (Dr. Ergun), Cavidan Dora, Aliye Rona (Aliye), Aysel Gürel (Aysel), Erol Taş (şoför Osman), Şaziye Moral, Nubar Terziyan (Gazino patronu), Handan Adalı, Sümer Tilmaç, Muazzez Arçay, Nuri Tuğ, Kay-han Yıldızoğlu, Faik Coşkun, Erdinç Akbaş, Faik Coşkun, Merih Deniz, Suna Gülendam, Nuri Tuğ,



(Kitabın içinden bir bölüm)


 Lale tuhaflaştı, ilk defa böyle bir şey işitiyordu. Demek öz anası olsa bir şey söyleyemeyecekti, yahut başka şeyler söyleyecekti. Mademki üvey anasıdır, söylememekte beis yoktur. Anaya söylenmeyen şeyin üvey anaya söylenebileceği fikri niçin…Ve ilk defa kalbi burkuldu. Demek üvey ana, öz ana kadar sevmez, hissetmez ve benimsemez. Fakat böyle bir üvey ana olduğunu, tahmin etmişti. Büsbütün aksini tahmin et-mek için, doktor neler düşünmüştü, neler biliyordu. Doktor filmi göstererek izahat verdi. Lale titreye tireye dinledi.



Romandan farklı yazılan senaryoda film şöyle başlar:
Pavyon şarkıcısı olan ve babası belli olmayan bir adamdan çocuk bekleyen kadının durumuna acıyarak onu kocasız ve doğacak çocuğunu da babasız bırakmak istemeyen hayırsever şoför Osman’ın, evlenerek doğan Lale’yi nüfusuna geçirir. Hemen yıllar geçmiş ve Lale fakülteyi bitirmiş diplomasını almıştır.
Bu arada babası bildiği ve de hiç bir zaman öğrenemeyeceği baba şoför Osman yaşlanmış ve hastalanarak kati istirahate çekilmek zorunda kalır. Bu durumda Lale iş bulmak zorundadır.

Gazete ilanlarında besteci Emin Beyin villasında işe başlamak üzere tanışır ve anlaşırlar. Burada neredeyse evlenecek yaşa gelmiş olan Gülün (Fatma Karanfil) mürebbiyeliğini yapacaktır. İlk görüşte iki kadın birbirlerini severler, baba Emin Beyde Lalenin terbiyesi ve dürüstlüğünden hoş-lanmış ve çevresindeki çıkarcı zengin tabakaya mensup bir iki yakın dostlarının karşı çıkmalarına rağmen, kızı Gülün de onayı ile mürebbiye Lale ile evlenir. Ancak Gülün baş dönmesi gibi bir rahatsızlığı vardır. Fakülteden arkadaşının doktor olan abisi Ergun Beye (F. Hakan) Gülü muayeneye götürür. Ne var ki yapılan tetkiklerde Gülün beyninde ur olduğu tesbit edilir. Tek tedavisi Gülün şevkat ve sevgi ile günlerini geçirmesidir. Durumu babadan saklayan Lale doktorla tele-fonla ve mektupla haberleşerek aldığı talimatlarla Gülü tedavi eder, Kısa zamanda Gülün has-talığı geçmiş normal yaşantısına ve sağlığına kavuşmuştur. Teşekkür etmek üzere doktorun muayenesine giden ve onu öperek kutlamak isterken, bir asılsız ihbar alan Emin Bey tam bu öpme anında yakalar (türk filmlerinin kaderi) ve işin aslını astarını öğrenmeden odayı terk eder. Aslında Doktor ve Gül birbirlerini sevmekte ve evlenmek istemektedirler. Bu olaydan sonra artık Lale koca evine dönemeyecektir. Çünkü kovulmuştur. Baba evine giden genç kadın buradan da yaka paça üvey babası tarafından sokaklara atılır. Alkole karşı bağımlılığı her geçen gün artan Lale komaya girerek hastaneye kaldırılır. Hastanedeki doktorların Doktor Ergun Beyi aramasıyla tüm aile fertleri (Gül, Ergun Bey ve Emin Bey) odaya doluşurlar. Ama artık Lale için her şey çok geçtir. Girdiği komadan çıkamayarak yatağında son nefesini verir.


Roman özetinden de anlaşılacağı üzere, Gül verem hastasıdır ve on beş yaşında ölür. Zengin, saygın bir adam olan Emin Beyin kızı Bibi (Binnaz) yabancı mürebbiyeler tarafından yetiştirilir.


Emin Beyin karısı verem hastasıdır. Mürebbiye evin hanımını bir an evvel öldürmek ve yerine geçmek için uğraşmaktadır. Kadın ölür ve mürebbiyenin oyunu ortaya çıkar. Emin Bey kızının artık Türk kültürünü öğrenmesi için yabancı mürebbiyelerin değil de Türk mürebbiyelerin eğitmesini istemektedir. Lale okulunda birinci olur ve herkesin gözüne girer. Emin Beyîn mürebbiyelik için verdiği ilanı görünce başvurur ve kabul edilir. Olaylar gelişerek devam eder gider.


İzlediğim bu filmin ikinci versiyonunda filmin romanla (Leyla‟nın mürebbiyeliği dışında) fazla bir ilişkisinin olmadığını gördüm. Ancak ilk çevirim olan filmi izleme olanağım olmadığından, filmin romana ne kadar uygun olduğu hakkında fikir sahibi olamadım.


Hiç yorum yok: