9 Temmuz 2012 Pazartesi

Aka GÜNDÜZ -

Biyografi  (1885-1958)

Asıl adı Emin Ali olan romancımız, yaşadığı devrin en üretken hikaye ve romancılarından Aka Gündüz 1885 yılında Manastır yakınlarında bir köyde doğmuş, Selanik nüfusuna kaydettirilmişti. Çocukluk yılları babası Binbaşı İbrahim Kadri Bey‟in görev yeri Serez‟de geçmiş, ilkokulu Selanik‟te bitirmiş, Selanik‟teki Askeri Rüştiye‟ye başladıysa da sağlık nedeniyle ayrılıp, eğitimini Galatasaray‟ın idadi kısmında tamamlamıştır. Güzel sanatlar ve hukuk tahsili yapmak üzere Paris‟e gidip iki buçuk yıl sonra hiçbirini bitemeden yurda dönen Aka Gündüz, Hariciye Gümrüğü‟ne tayin edilir. Dönem II. Abdülhamit dönemidir. Siyasi ilgileri nedeniyle Selanik‟e sürülür, 31 Mart Olayı üzerine Hareket Ordusu‟na katılarak İstanbul‟a gelir. Bu yıllarda ilk hikayelerini yayımlar. İstanbul‟un müttefikler tarafından işgalinden sonra İttihatçılarla birlikte bu kez Malta‟ya sürülecektir. Ankara Hükümetinin pazarlıkları sonucu Malta sürgünlüğü de uzun sürmez. Kemalist saflarda yer alan ve birbiri ardına yayımladığı romanlarıyla dikkati çeken Aka Gündüz, 1932-1946 yılları arasında Ankara milletvekilliği de yapmış, 6 kasım 1958‟de hayata gözlerini yummuştur.

Aka Gündüz, Cumhuriyet öncesi dönemi ahlaki düşkünlük üzerinden eleştirmektedir. Ne var ki savaştan sonra da değişmez durum. Yoksullar yine yoksul ve güçsüz, zenginler yine zengin ve acımasızdır. İnsan hayatlarını ayaklar altına alındığı bir toplumsal yapı sergiler Aka Gündüz.

Toplumun farklı kesimlerinden gelen insanları toplumsal sarsıntılar yüzünden acılar içinde kıvranırken yakalar o; “romanlarındaki belli başlı tipler arasında; havai, zayıf ruhlu, akıllı, ciddi ka-dın ve erkekler, saf ve masumca sakin bir hayat yaşarken, yahut hayatta sığınacak bir yer bul-mak için çırpınırken yoldan çıkarılan kızlar, iğfal edilen ev kadınları, keyif verici muzır maddelerin tesiriyle harap olanlar, bunlardan başka bilhassa büyük inkılapta çalışan kahramanlar, fedakarlar ve Türk büyüklüğünü ve faziletini temsil edenler vardır”.

Bir yandan Cumhuriyete bağlıdır, diğer yandan hiç durmadan muhafazakar edebiyatın motiflerini işler Aka Gündüz. Kurumlar değil değerler ekseninde çalıştırır kalemini. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, batıdan doğuya, Kastamonu, Çankırı‟dan Toroslara kadar uzanan Anadolu‟nun yanı sıra Iran, Kuzey Afrika ve Avrupa‟nın bazı şehirleri ile Malta‟yı da kapsayacak geniş bir coğrafyaya yayılan romanlarında ahlak ve ahlaksızlık arasındaki büyük bir çatışmanın içine sokar kişilerini; “fena itiyadlan teşri eder, hilekarlara, cahillere, seciyesizlere sert ve barut gibi bir  toplumsal meselelere böylesine dolu dizgin atılan pek az yazar vardır. Ne var ki ele aldığı konuları hiç de iyi ifade edememiştir o. “Bir Şoförün Gizli Defteri” de dahil olma üzere, yazarın bütün hikaye ve romanları anlatım açısından fazlasıyla yetersizdirler. Aka Gündüz, edebiyat yapmayı değil topluma dersler vermeyi üstlenen bir yazar hüviyetiyle çıkar karşımıza. Çok savruk bir üslupla çala kalem yazılmış hissi veren metinleri sadece hikayenin kendisine dayanır, ne kurgu vardır ne de olay örgüsü. Olaylar birbiri ardına rastlantısallıkla gelişirlerken romanlar da çoğu zaman ağdalı bir melodrama dönüşürler.

Bütün kusurlarına rağmen yine de önemli bir yazardır Aka Gündüz. Bir dönemin en alt kesimlerinin hayatların gözlemlemiş, onlardan yana bir bakış açısıyla dillendirmiş, yazdığı yıllarda çok sayıda okuyucuya ulaşmış ve romanları Yeşilçam‟a ilham vermiştir. (Kyn: A. Ömer Türkeş)

Romanları:
Allah Kerim, Bu Toprağın Kızları 1927, Dikmen Yıldızı 1928, Odun Kokusu 1928, Tank-Tango 1928, Ġki Süngü Arasında 1929, Bir ġoförün Gizli Defteri 1930, Çapkın Kız 1930, Yaldız 1930, Aysel 1932, Ben Öldürmedim-Kokain1933, Onların Romanı 1933, Üç Kızın Hikayesi, 1933 (Nemide Ali‟yle Beraber), Üvey Ana 1935, Aşkın Temizi 1937, Çapraz Deli-kanlı 1938, Zekeriya Sofrası 1938, Odun Kokusundaki Hicran 1938, Giderayak 1939, Me-zar Kazıcıları 1939, Yayla Kızı 1940, Bebek, 1941, Sansaros 1945, Bır Kızın Masalı 1945, Eğer Aşk 1946

Hikayeleri Türk Kalbi 1911, Türkün Kitabı 1911, Kurbağacık 1919, Hayattan Hikayeler 1928, Meçhul Asker-Gazi‟nin Gizli Ordusu 1945

Aka Gündüz‟ün yukarıda yer alan romanlarından altısı, değişik tarihlerde 9 kez Yeşil-çam‟a uyarlanmıştır. Bunlardan; “İki Süngü Arasında” 1952 ve 1973, “Bir Şoförün Gizli Defteri “ 1958 ve 1967 de, “Üvey Ana” ise 1967 ve 1971 yıllarında. “Allah Kerim” 1950 de, “Üç Kızın Hikayesi” 1959 da, “Dikmen Yıldızı” 1962 de bir kez sinemaya aktarılmıştır.

Bu 6 romanın sinemalaştırılmış biçim ve şekillenişini, gelen sayfalarda tek tek incelemeye çalışayım.




Hiç yorum yok: