Ayşe
Şasa’nın senaryosu ve Atıf Yılmaz’ın rejisiyle hayat bulur. Yeşilçam
sinemasında tarihi fantazya altıncı kez seyirci karşısına çıkar. Filmin
müziklerini Abdullah Naili Bayşu ile beraber Orhan Gencebay yapmışlar,
film karelerine görüntüleri kaydeden de Gani Turanlı olmuş. Dadaş
Filmin sahibi Kadir Kesemen yapımcılığını üstlenmiş bu filmin oyuncuları
arasında;
Kozanoğlu, Ebubekir Ağa adına elçi olarak geldiği konakta Esma’yı
görür görmez aşık olmuştur. Ataullah'ın karşılayıp misafir ettiği
Kozanoğlu, Karahasanoğlu'nun huzuruna çıkarılır. Ataullah da babasının
yanındadır. Kozanoğlu'na ismi sorulduğunda, "Hüseyin," der. Karahasanoğlu, Ebubekir'e götürülmek üzere hediyeler verirken, bir de haber gönderir. Kozanoğlu denilen eşkıyanın kellesini istemektedir. Kozanoğlu'nun bu olaydan sonra, Karahasanoğlu'nun iti olan Ebubekir'le uzlaşması artık mümkün değildir. Yolları ayrılmıştır. Ebubekir’i terk edip kendi çetesini kurar. Artık azılı iki düşmandırlar. Ebubekir adamlarıyla Nasuh Paşa'nın (Cahit Irgat) kervanına bir suikast
düzenler ve kızı Binnaz'ı (Candan İsen) kaçırır. Ebubekir paşaya ve
devlet sancağına karşı çıkanın Kozanoğlu olduğunu etrafa yayar. Softaoğlu Halil (Danyal Topatan), Kozanoğlu'nu bulup onun
zor durumda olduğunu bildirir. Birlikte, kaçırılan paşa kızını
kurtaracaklardır. Dağda Binnaz'ı oynatan Ebubekir'den silah zoruyla kız teslim alınır. Kozanoğlu, Binnaz'ı kasabanın konağının yakınlarında bırakır.
Nasuh Paşa, dağdaki silahlı kişilerin yakalanması için emir verir.
Yakalanıp zindana atılanlar arasında Kozanoğlu da vardır. Softa Halil,
tüfekçi Hasan Usta, hepsi teslim olmuştur. Kızını şakilerin elinden
kurtaran Kozanoğlu'nu Nasuh Paşa görmek ister. Huzuruna çıkarıldığında onu bağışlar ve kapısında asker yapmak ister. Fakat KozanoĞlu, Hasan Usta'nın yanında nakkaşlık mesleğini öğrenecektir.
Yılmaz
Güney “1937-1984” (Kozanoğlu Hüseyin), Suna Keskin (Esma), Tuncer
Necmioğlu “1936-2006) (Ataullah Ağa), Hülya Duyar (Binnaz), Candan İsen
(Zehra), Cahit Irgat “1915-1971” (Nasuh Paşa), İhsan Yüce”1930-1991”
(Eşkıya Ebubekir), Danyal Topatan “1916-1975” (Softa Halil), Kani Kıpçak
“1911-1984” (Ormancı Deli Ali), Asım Nipton “1915-1972”, Hasan Ceylan
“1922-1980”, Hakkı Haktan (Çolak Osman), Osman Türkoğlu “1902-1967”,
Erdoğan Akduman, Mehmet Büyükgüngör (Balçıklı Süleyman), Mümtaz Ener
“1909-1989” (Demirci Hasan, Aydemir Akbaş (Mahkum) yer almışlardır.
Konu: Olaylar Osmanlı’nın gerileme döneminde geçer. Kozanlı Hüseyin (Yılmaz Güney) ile savaşta bir kolunu yitiren babası Çolak Osman'la (Hakkı Haktan) tarlalarını sürerlerken Karahasanoğlu Beşir Beyin adamları gelir. Başlarında Çomar Bölükbaşı (Haydar Karaer) vardır. Karahasanoğlu'nun emriyle eşkıya takibine çıkılacağından at ve yem istenir. Köyleri haraca kesen Kara Hasanoğlu’nun itlerine direnir. Evde arama yapan Çomar, Hüseyin'in bacısı Zehra'ya tecavüz etmek ister. Zehra'nın çığlıkları üzerine yetişen Hüseyin onu kurtarır. Çomar'ı yakalayıp döverken etrafı sarılır. Saldırganlar Hüseyin'i yaralar, babası Çolak Osman'ı da öldürürler.
Hüseyin, bacısı Zehra'yı köylülerden Süleyman Emmiye teslim edip dağa çıkar. Dağlarda ün yapmış eşkıya Kıllı Ebubekir'in (ihsan Yüce)
çetesine katılır. Çomarı ilk karşılaştığı yerde öldürüp babasının
intikamını alacaktır. Çolak Osman'ın oğlu Hüseyin, dağda eşkıya
Kozanoğlu'dur artık. Namı tüm bölgeye yayılmıştır. Osmanlı'nın kellesini istediği bir şaki, köylünün gözündeyse bir kahramandır. Kanlısı Çomar'ı bir köye saldırırken yakalar. Onu öldürmez, köylülere bırakır. Köy halkı Çomar'ı paramparça eder. Karahasanoğlu (Kani Kıpçak), eşkıya Kıllı Ebubekir Ağa'ya haber salıp bir elçi gönderilmesini ister. Ebubekir, bu görevi can borcu olduğu Kozanoğlu'na verir. Kozanoğlu bir çatışma sırasında Ebubekir'i ölümden kurtarmıştır. Kozanoğlu, şafakla Karahasanoğlu'nun konağına doğru yola çıkar. Konakta büyük bir şenlik vardır. Karahasanoğlu, güzel kızı Esma'yı (Suna Keskin) bazı çıkar ilişkileri olduğu
vezir Ragıp Paşa'ya verecektir. Esma bu evliliğe şiddetle karşıdır.
Ağabeyi Ataullah Ağa'ya (Tuncer Necmioğlu), "Ragıp Paşa'nın karısı olmaktansa o eşkıyanın koynuna girmeyi tercih ederim diyen Esma, kesin tavrını ortaya koysa da çaresizdir.

Nasuh Paşa, Karahasanoğlu Beşir'i idam ettirir. Kendisim öldürmek isteyen düşmanının Karahasanoğlu olduğunu öğrenmiştir, Nasuh Paşa'nın vergi toplayacak, asayişi sağlayacak bir adama ihtiyacı vardır. Tekrar Kozanoğlu'nu huzuruna çağırır ve görevi ona verir. Paşa'nın emriyle, bundan böyle yeni mütesellim Kozanoğlu'dur. Davullarla
halka duyurulur bu. Görevine başlayan Kozanoğlu, savaş hazırlığı içinde
olan devletin sefer akçesini almak için konağa gittiğinde Ataullah
yoktur. Orada, ilk görüşünde vurulduğu Esma'yla karşılaşır yine.
Kozanoğlu, onu haremdeki kızlardan biri sanmaktadır, ona sarılarak aşkını itiraf eder. Ama bunun mümkünü yoktur. :Ben KarahasanoĞlu'nun kızı, Ataullah'ın bacısı Esma'yım, ben sana yoldaş olamam, kaç buralardan," deyip çaresizlik içinde Kozanoğlu'nun kollarından sıyrılır.
Ebubekir Ataullah'ın emriyle cami şadırvanında Kozanoğlu'na pusu kurar. Ebubekir, bir kılıç darbesiyle ölür, Kozanoğlu ise ağır yaralıdır. Nasuh Paşa'nın konağında iyileşir. Bir atlı saraydan ferman getirmiştir. Padişah'ın emriyle Kozanoğlu tevkif edilip yargılanacaktır. Nasuh Paşa, oğlu gibi sevdiği Kozanoğlıu’na kaçmayı teklif ederse
de bunu ona kabul ettiremez. Kadı, askerleriyle gelir, Kozanoğlu'nu
teslim alıp zindana attırır. Ataullah, zindana konuşmaya geldiği
Kozanoğlu'na kaçıp buralardan gitmesi için para teklif eder. Fakat
Kozanoğlu şerefiyle ölecektir, satılık değildir. Demir parmaklıklar arasından Ataullah'ın yüzüne tükürür.
Ataullah’ı bir telaş alır. Doğru Kadı Efendi'ye gider. Kozanoğlu’nun yargılanması sırasında halkın mahkemeyi basmasından korkmaktadır. Kadı Efendi'ye baskı yapar. Kozanoğlu zindanda boğdurulacaktır. Bir zamanlar Kozanoğlu'nun can yoldaşı olan Sofla Halil de Ataullah'tan yanadır. Kozanoğlu'nun boğdurulacağı gece Hasan Usta, adamlarıyla zindanı basar. Hasan Usta askerlerin saldırısıyla yaralanırken, Kozanoğlu onu bırakmaz, birlikle kaçarlar.
Olayların ardından Kozanoğiu azledilir, yerini yeni mütesellim Ataullah alır. Ve Ataullah emir buyurur. Zindanda isyan çıkarıp kaçan Kozanoğlu'nun dirisini
getirene altmış kese altın ihsan edecektir. Softa Halil, adamlarını
toplar, Kozanoğlu'nu Hasan Usta'nın mezarı başında bulur, Softa Halil; "İşte, sana ordu topladım. Padişaha bile cenk açarız," derken bir işaretle çevresi sarılır. Onu kalleşçe, kıskıvrak yakalayıp götürürlerken Kozanoğlu sorar; "Kardeşliği kaça sattın, Softa ağam?"
Çarşı meydanında ulema, askerler ve halk toplanmıştır. Kozanoğlu asılacaktır. Kadı, hazırladığı fetvayı okuyup son
sözünü sorar. Kosanoğlu, darağacından halka yaşlı gözlerle bakıp son
sözünü söyler. Ve ayağının altındaki iskemleye bir tekme atar. Ataullah
infazdan sonra askerlerin arasında uzaklaşmaya çalışırken, Softa Halil
de korku içinde kaçmaya çalışır. Halk askerlere saldırır. Meydanda kan
gövdeyi götürmektedir, İsyan çıkmıştır... (Agah Özgüç)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder