Agah Özgüç’ün “Türk Filmleri Sözlüğü” kitabında film ile ilgili açıklamada, yönetmenin Süreyya Duru olduğu belirtilmekte ise de, filmin
afişinde senaryo ve yönetmeninin Remzi Jöntürk olduğu gözükmektedir.
Öte yanda Agah Özgüç’ün “Türk Film Yönetmenleri sözlüğü” isimli bir
başka çalışmasında da bu filmin yönetmeni olarak gene Remzi Jöntürk
ismi yer almaktadır. Böylece rejinin Remzi Jöntürk’e ait olduğunu
açıklığa kavuşturduktan sonra gelelim filmin konusuna.
Filmde Polat (Cüneyt Arkın)
çiftçilikle uğraşmakta ve ve beyin kızı Melek'i (Gülnaz Huri)
sevmektedir. Ne var ki beyin niyeti Sarı Cafer'e vermektir. San Cafer
gaddar bir adamdır ve Melek onunla evlenmek istemek istemez.Melek
babasından dayak yer, Sarı Cafer'in adamları da Polat'ı dayaktan
perişan ederler. Bu yetmiyormuş gibi Sarı Cafer bir de Polat'ın
anasına hakaret edince, Polat onu öldürür. ve akıncı olmak için yola
çıkar. Akıncların reisi Malkoçoğlu (Cüneyt Arkın) ona kefil olunca,
babası da bir akıncı olan Polat aralarına katılır.
Bu ara Malkoçoğlu'nun
kan kardeşi olan Cem Sultan, kardeşi Sultan Bayazit'in adamlarından
kaçmaktadır. Malkoçoğlu'nu bulup ondan yardım ister. Amacı Avalonya'ya
ulaşıp Frenk dostlarına sığınmaktır. Yola çıkmak üzeriyken Rüstem Paşa
çıkagelir ve Cem Sultan'ı tutsak olarak ister. Malkoçoğlu buna izin
vermez, Cem Sultan'ı Polat'a ve emrine verdiği beş adamına teslim
eder. Polat, Cem Sultan'ın istediği yere sağ salim varmasını
sağlayacaktır.
Sultan Beyazıt'ın
Cem Sultan'ın kellesine vereceği yüklü miktarda ödül dağlarda eşkıyalık
yapan barbar Amolka'nın (Behçet Nacar) kulağına gelir ve çetesiyle
Polat'ın kafilesine saldırır. Malkoçoğu yardımına koşar ama Amolka ve
adamları Cem Sultan'ı ele geçirip Şeytan Kalesine hapsederler.
Niyetleri, ödülü alıncaya dek, onu orada saklamaktır.
Polat ve adamları
Amolka'nın peşine düşmek üzereyken bir haberci gelip Polat'ın annesi
ile sevgilisi Melek'in kaçırıldığı haberini verir. Polat onları
kurtamak için Malkoçoğlu'ndan ayrılmak zorunda kalır. Polat'ın annesini
ve sevgilisini kaçıran yine Amolka'nın adamlarıdır. Eşkiyalar
iki kadına tecavüz etmek üzereyken Malkoçoğlu yetişir. Polat'ın annesi
onu görünce şaşırır, çünkü Malkoçoğlu Polat'ın babasıdır. Kadın
çatışmada ölür. Anolka kaçar, Malkoçoğlu onu takip edip, yakalar ve
uçurumdan aşağıya atar.
Malkoçoğlu
ve oğlu Polat bir araya gelip Cem Sultan'ı kurtarırlar ve Şeytan
Kalesinin komutanı Homeros'u öldürürler. Polat sevgilisi Melek ile
kalırken Malkoçoğlu Cem Sultan'ın kaderini paylaşmak için yola çıkar.
Film boyunca yapılan konuşmaları (diyalog) usta senaryo yazarlarımızdan Bülent
Oran (1924-2004), yazmış, Ali Uğur kamerasıyla bu kalabalık sahnelerle
dolu curcunalı filmi kaydetmiş. Cüneyt Arkın (Polat/Malkoçoğlu),
Gülnaz Huri (Melek), Cihangir Gaffari (Cem Sultan), Feri Cansel
(Çingene), Suzan Avcı (Zühre), Behçet Nacar (Gaddar Hamolka), Özdemir
Han (Şeytan Omero), Aytekin (Akıncı), Ayton Sert (Hancı İgor), Levent
Çakır , Adnan Mersinli (Akıncı), Günay Güner (Akıncı), Gülnaz Huri
(Melek), Adnan Mersinli (Öküz Abdi), İhsan Gedik, Mehmet Ali Güngör,
Reşit Çıldam, Giray Alpan, Tarık Şimşeki (Omero’nun adamlaı), gibi
Yeşilçam sinemasının değerli oyuncuları rol almışlar. Filmin yapımını
ise Duru Film adına Naci Duru üstlenmiştir.
______________________________________________
Cem Sultan (1459– 1495)
Osmanlı
şehzadesi. II. Mehmet’in (Fatih Sultan) oğlu olan Cem Sultan, on yaşına
kadar sarayda sıkı bir disiplin altında eğitildi. 1469’da Kastamonu
Sancak Beyliği’ne gönderildi. 1473’te, Doğu seferine çıkan babasına
vekillik etmek üzere İstanbul’a geldi. II. Mehmed’in Anadolu’da Uzun
Hasan’a yenik düştüğü dedikodusuna kanarak padişahlığını ilan etme
düşüncesine kapıldı. Otlukbeli zaferini kazanarak İstanbul’a dönen II.
Mehmed, oğlunun aklını çelenleri cezanlandırdı. Cem’i de, 1474’te ölen
büyük oğlu Musafa’nın yerine Karaman-Konya valiliğine atadı. II.
Mehmed’in ölümünü gizleyerek Bayezid’e ve Cem’e haberler uçuran Cem
yanlısı Sadrazam Karamani Mehmed Paşa, onun hiç değilse bir hafta önce
İstanbul’a gelebileceğini hesaplamıştı. Ancak, Bayezid, hızlı bir
yürüyüşle İstanbul’a gelerek tahta oturdu.
Bunun
üzerine Cem, Konya’da topladığı kuvvetle 28 Mayıs 1481’de Bursa’da
sultanlığını ilan etti. Ağabeyine elçi göndererek ülkenin paylaşılmasını
önerdi. Ama Bayezid, harekete geçerek 20 Haziran günü Cem’in ordusunu
yendi. Yenik, yaralı ve bitkin Cem, Memluklar’a sığındı. 25 Ağustos’ta
Kahire’de törenle karşılandı. Buradan ağabeyiyle uzlaşma yolları aradı.
Bayezid, hükümdarlık emelinden vazgeçerse, bir milyon akçe göndereceğini
bildirdiyse de buna yanaşmadı ve hacca gitti. Dönüşünde şansını bir
daha denedi. Ankara’ya kadar ilerledi ama Bayezid’in harekete geçtiğini
öğrenince geri çekildi. Sultan Bayezid’in Kudüs’e oturması önerisini de
kabul etmeyerek kendisine bağımsız bir bölge verilmesinde diretti.
Karamanoğulları Beyi Kasım’a kanarak Rumeli’ne geçmek düşüncesini
benimsedi. Bunun için, 18 Temmuz 1482’de Anamur açıklarında şövalyelerin
bir gemisine binerek Rodos’a hareket etti. Şövalyelerin başı Pierre
d’Aubusson kendisini bir hükümdar gibi karşıladı ama, artık o,
Hıristiyan dünyasının çok değerli tutsağıydı. d’Aubusson, bu değerli
tutsağı sürekli Rodos’ta tutamayacağından 2 Eylül 1482’de Fransa’ya
gönderdi. Keşifler, Rönesans ve Reform çalkantılarıyla yeni bir çağa
girmekte olan Avrupa’nın kucağına düşen Fatih’in oğlu, müslüman ve
muzaffer Osmanlı’ya karşı gerçekten değerli bir kozdu. Cem bu pahalı
varlığının yanı sıra, romantik kişiliği, kültürü ve serüvenleriyle de
Batı’nın ilgisini çekmeye başladı.Avrupa’daki veba salgını ve her an
kaçırılma korkusu yüzünden, şövalyeler onu kent kent gezdirmek zorunda
kaldı. Batı edebiyatında Zizimi adıyla çeşitli eserlere konu olan Cem’in
Osmanlı divan edebiyatında da önemli yeri vardır.
___________________________________
Remzi Jöntürk,
bilinen diğer adları Remzi Cöntürk ve Remzi Aydın Jöntürk (d. 1936 -
Erzincan, ö. 1987 - İstanbul) yönetmen, senarist, oyuncu. Kuleli Askeri
Lisesi mezunu olan Jöntürk, sanat hayatına tiyatro ile başladı. İlk
önceleri dekorculuk yaparken, iyi gözlemciliği sayesinde küçük rollere
çıktı. Sinema alanında da küçük çalışmalara başlamasının ardından
yükselerek Süreyya Duru'nun asistanı oldu. İlk yönetmenlik deneyimini
1964'te yaşayan sanatçı, senaryo yazmaya başlayıp bu konuda da oldukça
ilerledi, yazdığı senaryoları filme aldı, beş filmin yapımcılığını da
üstlendi. Remzi Jöntürk ayrıca 1971'den 1985'e kadar beş filmde
oyunculuk ta yaptı. Sanatçı, Banu Alkan'ın Afrodit filmi çekimlerinden donerken, Bursa'da bir trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder